7 Ocak 2008 Pazartesi

Bu Gemi Ne Zamandır Burada


Bu gemi ne zamandır burada
Çoktan boşaltmış yükünü
Gece de olmuş, rıhtım da bomboş
Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa
Arkada, güvertede
Ah, neresinden baksam sessizlik gene.

Yürürüm usuldan, girerim bir meyhaneye
İçerde üç beş kişi
Yalnızlık üç beş kişi
Bir kadeh rakı söylerim kendime
Bir kadeh rakı daha söylerim kendime
– Söyle be! ne zamandır burda bu gemi
– Denizin değil hüznün üstünde.

                                                
Belki yarın gidecek
Bir anı gelecek bir başka anının yerine.

İnsan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine.
                      Edip Cansever

3 Ocak 2008 Perşembe

uzak


uzak
uzaktım!
..............
noktalar arsızca çoğalırken
başlardı;
uykusuz geceler,
eksik ölümler...
uykudayken hep birileri,
kesik öksürükler parçalardı;
karanlığı ve
sağır sessizliğimi...
rüzgarsız soğuklar
girerdi içime
üşürdüm titreyişlere ramak kala...

uzaktın!
............
noktalar arsızca çoğalırken
beni araf'a
bizi cehennemme
bırakırdın
suskunluğunda...

uzaktılar!
...............
çoğalırken noktalar
ağlamaklıydı gece.
gökyüzü ve kainat
uzaktılar!
yitik yıldızlardan
ve
akan zamandan...

uzak!
...............
arsızca çoğalırken noktalar
ben kahrederdim
gelmeyen ölüme.
ve
dururdu zaman
titreyişlere...

akintiyakarsiakintininicinde